Okul Öncesinde Baba Destek Programı

Baba Destek Programı (BADEP) 

Babaya destek vererek, çocuğun çok yönlü gelişimine katkıda bulunmayı hedefleyen, bilimsel bir yetişkin eğitim programıdır.
HEDEF;
Bu program babaların çocukla iletişiminin sağlıklı kurmasına ve çocukların gelişimini desteklemeleri için babalarda davranış değişikliği yapmayı hedefler.

Babaların çocuk gelişimiyle ilgili bilgi düzeyini arttırmaya iletişim becerileri kazanmalarına ve daha demokratik tutum izlemelerine yöneliktir.
 TARİHÇE


AÇEP’e katılan annelerden gelen istek ve talepler sonucunda bu programa ihtiyaç duyulduğu belirtilmiş ve bu doğrultuda 1996 yılında prof. Dr. Sevda Bekman Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı ve Açep uzmanları tarafından geliştirilmiş ve 1997 yılından itibaren uygulanmaya başlanmıştır

HEDEF KİTLE

Baba Destek Programının hedef kitlesi  3-11  yaşları arasında çocukları olan , okuma yazma bilen her eğitim düzeyinde babalardır.

BABA  DESTEK PROGRAMI NASIL UYGULANIYOR  ?


Baba Destek Programı, 13 hafta boyunca haftada bir gün ve 3 saatlik oturumlar şeklinde uygulanır. Babalar her hafta grup toplantılarında bir araya gelerek farklı konularda paylaşımlarda bulunurlar. 15-20 babanın katılımı ile yapılan BADEP oturumlarında katılımcı ile yüz yüze eğitim teknikleri kullanılır. 
Çalışmalar kişilerin yaşantılarından yola çıkarak etkileşimli öğrenmelerine olanak tanır. Babaların katılımını artırmak amacıyla akşam saatlerinde uygulanan programda her konunun özetini içeren ekler, oturumlar sonrasında babalarla paylaşılır. Oturumlarda grup liderinin önderliğinde o haftanın konusu sohbetler şeklinde örnek olay, oyun, canlandırma ve soru cevap teknikleri de içeren yöntemlerle işlenir.
PERSONEL

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) ve Eğitim-Sen işbirliğinde gönüllü öğretmenler tarafından yürütülmektedir
BABA DESTEK İDARİ YAPI


Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) ve Eğitim-Sen tarafından uygulanmaktadır ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri, İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı da uygulama yapan diğer kurumlardır.
Bu program sayesinde babalar;

*Kendisinden gurur duyar hale gelir
*Eşleriyle daha iyi iletişim kurarlar
*Çocuğa daha fazla ilgi göstermeye başlarlar
*Çocuğa daha zaman ayırırlar
*Negatif disiplin yöntemlerini daha az kullanırlar
*Çocuğunu birey olarak görmeye başlarlar
*Sözlerini tutma konusunda daha dikkatli olurlar
Programa Katılan Babaların Görüşleri;

‘Eskiden ona kızıp televizyonun sesini kıssın diye bağırırdım ama bu programda, böyle davranışların yanlış olduğunu anladım. Nasıl davranmam gerektiğini, başka şekillerle idare etmenin yollarını aradım.’ 
‘Program sadece çocukla olan ilişkimi değil, başkalarıyla ilgili ilişkilerimi de etkiledi.  Programdan önce daha sinirli ve saldırgandım, artık kendimi daha rahat hissediyorum.’
BABALAR BU PROGRAMA NASIL BAŞVURABİLİR?


Katılmak isteyen babaların, kendi bölgelerindeki ilköğretim okullarındaki sınıf öğretmeni olarak görev yapan BADEP eğitimcileriyle irtibata geçmesi yeterli oluyor

 Hazırlayan: Emel PATLAR

Yaşam Döngüsü Örneği (ORNİTORENK)

ORNİTORENK YAŞAM DÖNGÜSÜ 

#Ornitorenkler yumurtlayarak çoğalır

#Hem suda hem karada yaşarlar

#Vucudu köstebek ve kunduza, perdeli ayakları ve gagası ördeğe benzer

#Böcek larvaları ve halkalı solucanla beslenir

#Gözü kapalı bir şekilde avını yakalayabilir

#Yavrularını 3-4 ay emzirir

#Arka ayaklarında zehri vardır

#Kuyruğu sayesinde vucut ısısını korur

#Boyları ortalama 50 cm kadardır(elimizle göstererek)

#Ömrü ortalama 8 yıl kadardır

#Tropik yağmur ormanlarında ve nehir yakınlarında yaşar

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE FARKLI YAKLAŞIMLAR

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE FARKLI YAKLAŞIMLAR

                                                                                                        Hazırlayan: Emel PATLAR  
                                                                     

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE FARKLI YAKLAŞIMLAR    


YAKLAŞIMLARIN TEMEL HEDEFLERİ
 Erken çocukluk eğitimindeki programları tanıyabilmek ve farklı programların temel felsefesini anlayabilmek ; erken çocukluk dönemindeki programların temel özelliklerini açıklayabilmek  ve farklı programların özelliklerini karşılaştırabilme yetisine sahip olabilmesidir.
Ülkemizde de uygulanan bazı önemli yaklaşımlar şöyledir: 

# High/Scope Yaklaşımı
# Head Start Projesi
# Montessori Yaklaşımı
# Waldorf Yaklaşımı
# Reggio Emilia Yaklaşımı
# Bank Street Yaklaşımı


 OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE FARKLI MODELLER
Erken çocukluk dönemi çocukta zihinsel ve bedensel gelişimin çok hızlı olduğu ve çocugun eğitim, özgüven ve hayatla başa çıkma mücadelesinde hayli önemli bir dönem ve süreçtir. Bu önemli süreci açıklamaya ve anlamaya yönelik pek çok yaklaşım ortaya çıkmıstır. 
Rousseau, Pastellozi, Frobel, Dewey, Montessori, Piaget, Vygotsky, Steiner, Bronfenbrener gibi ve burada yer almayan pek çok düşünür çocuğun eğitim programının nasıl olması gerektiğine ilişkin çalışmalar yapmış ve en iyiye ulaşmaya çalışmışlardır. Ülkemizde halen uygulanmakta olan okul öncesi eğitim programının seçilmesinde ve geliştirilmesinde de seçici bir yaklaşım söz konusudur.

Şimdi yukarıda belirttiğimiz bazı önemli yaklaşımları daha yakından inceleyelim.


::::::::::::::::::HIGH/SCOPE YAKLAŞIMI::::::::::::::::

Bu yaklaşım  yoksul aile çocuklarının, okul öncesi eğitim dönemini ele almış ve bu çocukların ileri ki eğitim hayatında başarılı olmaları amaçlanmıştır. Özel malzeme, materyal  ya da çevre istemeyen makul eğitimsel süreç ve felsefedir.
High/Scope yaklaşımında, okul öncesi çağdaki çocuk için eğitimciler ; bireysel anlamda hayatta başarılı olmasını amaçlayan, kendi kararını kendi verebilen, çalışmalarını planlayabilen, programlarını kendi seçebilen ve seçtikleri programları başlatabilen, bunlar üzerine düşünebilen, bireysel veya grup halinde etkili sekilde çalışabilen ve gelecek yaşamında kendi kararlarını kendi veren sorunla karşılaştığında pratik çözümler üretebilen bireyler olmaları için birer yardımcıdır. 
Bu programda yapılan her öğrenme 'Etkin Öğrenme' üzerine temellenir. Öğretmenlerin bu programa göre iki görevi vardır; birincisi etkin öğrenmeyi sağlayacak çevre sağlamak ikincisi ise bunları düşünebilmeleri için onlara yardımcı olmaktır. Tabi ki bu 'Etkin Öğrenme' nin  gerçekleşebilmesi için bazı şartlar sağlanmalıdır:
*Her çocuk için malzeme
*Çocuğun bu malzemelerle çalışması
*Çocuğun malzemelerle yapacağı şeyi seçmesi
*Çocuğun seçtiği ve kullandığı dil
*Yetişkin ve yaşıtların çocuğa olan desteği



Yetişkinler çocukların sınıf içinde aktif olmasını sağlamak amacıyla plandan cıkmadan önceki programdan herhangi bir değişiklik yapmadan bir program uygularlar bunun sebebi sorumluluk duyguların geliştirmek ve kendi zaman denetimlerini sağlayabilme becerisi kazandırmadır.
Programın işleyişi sırasıyla şöyledir:
+++Temizlik
+++Küçük ve büyük grup faaliyetleri
+++Planla-yap-değerlendir 

Planla yap değerlendir sistemi çocukların kendi seçimlerini kendi yapması ve karar verme yetisini geliştirmesi açısından önemlidir. Öğretmenler ve çocuklar bu sistemde el ele çalışırlar. Bu sistem High/Scope yaklaşımının en önemli kısmıdır. Çocukların amaçlarını belirtmesi onları gerçekleştirmeleri ve son olarak yaptıkları şey üzerine düşünmelerini sağlar. High/Scope yaklaşımında çocukların çeşitli yeteneklerini geliştirmek adına farklı soru sorma tarzları kullanılır bu farklı soru tarzları bağımsız düşünme yeteneklerini geliştirici nitelikte olmalıdır.



 Bu yaklaşımın temelleri aşağıda yazan özellikler üzerine kurulmustur.
***Oyun esnasında problem çözmenin desteklenmesi
***Dil ve iletişim anlamında tanımlama, anlamlandırma, iletişim kurabilme, dinleme, yazabilme yeteneğini sağlama
***Sosyal sorunlarla ilgilenme, empati kurabilme, başkalarının ihtiyaçlarını farkedebilme ve gözetme becerisini takip etme ve var olup olmadığını kontrol etme
***Bulunduğu yerde , yer değiştirerek , objelerle hareket etme yeteneğini sağlama 
***Karşılaştırma büyük-küçük; sıralama, eşleştirme, karşılarştırma, doldurma, boşaltma,  birleştirme, ayırma, sarma, bükme, sayma, uzaklık, yakınlık, gözlemleme, deneyimleme becerilerine sahip kılmak ve karşılaşırmak 
***Sınıflandırma, nesneleri ayırt edebilme, olayların oluş sırasını tanımlama, hatırlama, tahmin eme.
***Başkalarının ihtiyaçlarının farkında olup bunları gözeterek hareket etme yeteneği.
***Çizme, boyama, sembolik oyun, müzikle hareket etme, basit enstrümanları çalma. 

HIGH/SCOPE PROGRAMI
Bu yaklaşımın programı çocuklara uygun olarak değişiklik gösterebilir. Yani programı uygulamaya yönelik değil, öğrencinin ihtiyaçlarına paralel olarak farklılık gösteren yapısı vardır.
 Bu sisteme yakın olarak çocuğun okulda kaldığı süre de ailenin ve çocuğun ihtiyaç ve mevcut durumuna göre değişiklik gösterir bu doğrultuda şekillenir. 
Çocuğun bireysel düzeyi ve genel durumunun bu programda rahatlıkla tolere edilebilmesi sebebiyle çocukta gelişimsel gerilikleri ve öğrenme güçlüğü gibi durumlarda gayet etkili olan bir programdır.

HIGH/SCOPE SINIF DÜZENİ
High/Scope sınıf düzeni; çocukların davranışlarını kendi tercihleri dahilinde gerçekleştirdiğinde ve uyarıcı ama düzenli bir ortamda daha iyi öğrendiğini ifade eder.
Sınıf çalışma merkezlerine bölünmüş ve bu kısımlar belli bir mantık sistemiyle oluşturulmuştur. Hatta bu nedenle çocuklar bu kısımlara oldukça hakimdir ve rahatlıkla bağımsız olarak hareket edebilirler.
Sınıf düzeninin oluşum aşamaları şöyledir: 
+++ Dersin yapılacağı ortamı seçmek .
+++ Yaratıcılığı teşvik edici ve dikkat süresini arttırıcı en az dört beş merkezin oluşturulması ve bu merkezlerdeki malzemeler çok amaçlı olmalıdır.
+++ Malzeme seçme ekleme kaldırma işlemleri için senenin basında az olması tercihe göre malzeme seçimini kolaylastırır ve bu materyaller çocuğun kolay ulasabileceği yerde olmalıdır.
+++ Çocuğun sınıfı daha iyi tanıması için merkezleri olustururken mümkün oldugunca katılımları saglanmalıdır. Ve ilk zamanlarda köşeleri tanınmasına fırsat verilmelidir.
+++ Çocukların yaptığı yaratıcılıkllarını kattığı ürünlerin sergilenmesi önemlidir.

HIGH/SCOPE ÖĞRETMENLERİ
- Çocukların gelişimsel farklarını anlayabilmek için Çocuk Gözlem Kaydı kullanırlar.
- Gün içinde çocuğun davranışları ilgileri üzerine kısa kısa notlar tutarlar.
- Günlük takım planlamasında öğretmenler bu notları tartısır ve çocukların gelişimleri için neler yapılacagı çocugun gelişimini desteklemek için yapılacaklar  üzerine konusurlar.
- Yaptıkları toplantılar ve saptamalar sonucunda  çocukların gelişimlerinin evde de devam etmesi için neler yapılacağı üzerine ebeveynlerle iletişim içinde olurlar.


:::::::::::::::::HEAD START PROJESİ:::::::::::::::::


Kurucusu Marian Wright Edelman'dır
Bu projenin temel amacı yoksul ailelerden gelen çocukların eğitimsel acıdan geri kalmasını en aza indirmek ve çocuklara eğitimsel fırdatlarla birlikte sosyal fırsatlar da sağlamaktır.
Head Start projesinin çocuklar üzerine etkisinin faydalarının ileri yaşlara kadar yansıdığı araştırmalarla kanıtlanmıstır. Bu projeyle yetişen çocuklar toplumda basarılı ve yeterli bireyler oldugu gözlemler dahilindedir.
Head Start programının diğer amacı da engelli çocuklar ve ailelerinin de eğitime katılması verilen eğitimlerle çocuk istismarını veya ihtimalini engellemeye calışmak ve bu konuda bilinçlendirmektir.
Çocuğa sağlık, beslenme, sosyal, bilişsel gelişimini sağlayıp okula gidebilecek olgunluğu kazandırma çabası Head Start programının hedeflerindendir.
Head Start programı diğer programların da gelişmesini sağlamıstır bu programların ilerlemesine öncülük etmiştir.

        Bu Projenin Çocuklar Üzerinde Değiştirmek Ve Geliştirmek İstedikleri

^-^  Çocuğun fiziksel ve sağlık becerilerini geliştirmek.
^-^  Çocuğun sosyal ve duyusal gelişimini sağlayan iç denetimini, merakını ve kendine güvenini teşvik etmek.
^-^  Çocugun bulunduğu yaştaki öğrenme çabalarını geliştirirken  ileriki hayatı için ihtiyacı olacak başarı beklentisini olusturur.
^-^  Sosyal yaşamında ihtiyacının olacağı sosyal becerileri sağlamak ve ailede değerl olduğu duygusunu geliştirmek.
^-^   Bu amaçlardan en önemlisi aile katılımını sağlamaktır.
^-^  Oyun ve doğrudan eğitim  ve sosyal etkileşimle ögrenmeyi sağlarlar.

   Head Start Programı Ve Eğitim: 
Çocukların sosyal, duyusal, zihinsel gelişimleri çeşitli öğrenme teknikleriyle geliştirilir. Çocukların sınıf içi ve sınıf dışı oyunlara katılımı sağlanır ve kelime, sayı gibi kavramları gelişmesi sağlanır. Duygularının ifadesini sağlamak ve bunu kolaylaştırmak amaclanır. Başkalarıyla çalışabilme ve özgüven aşılanır, özgüven gelişimi desteklenir. Her çocuğa bireysel ihtiyaçlarını karşılama eğitimi verilir. Burada verilen eğitimin bir amacı da etnik ve kültürel anlamda toplumun gereksinimini karşılamaktır.

   Head Start Programı Ve Sağlık:
Bu programda maddi durumu iyi olmayan ailelerin yer alması sebebiyle tüm çocukların sağlık hizmetlerine ulaşması sağlanır. Programın içinde zorunlu sağlık çizelgesi bulunur bu çizelgenin içinde ruh, diş ,vucut ve beslenme gibi sağlık iyileştirici ögeler bulunur. Head Start sağlık sorunlarının erken tehisi için yol gösterici olmustur.

   Head Start Programı Ve Ebeveyn Katılımı:
Çocuk gelişiminde aile etkisi yadsınamaz bir gerçektir. Head Start Programı da bunun farkında  bir eğitim programı olarak; önemli bir bölümünde aile eğitimi, program planlama ve aktivite olusturmanın yer aldığı aile katılımlı program olusturmustur. Bu program ve katılımın en başlıca amacı model alma yoluyla çocuğu eğitip bilgi aktarmadır. Ebeveynler farklı rollerde sınfta görmek mümkündür. Çocuğun gelişimiyle ilgili bilgilendirilir ve eksikleri kapatılmaya çalısılır. 

   Head Start Programı ve Sosyal Hizmetler:
Bu programda sosyal hizmetler aileleri bilgilendirmek çeşitli alanlarda yardım etmek üzere vardır. Maddi durumu iyi olmayan ailelerin çocuklarını kapsayan program olması sebebiyle sosyal hizmetler bu ailelere ihtiyaçlarını nasıl ve nereden karşılayacakları konusunda yardımcı olur. 

:::::::::::::::::MONTESSORİ YAKLAŞIMI:::::::::::::
Montessori programı ismini 1907 yılında kurucusu olan Dr. Maria Montessori'den almıştır. 


Montessori yaklaşımının temelinde sadece Montessori değil Rousseau, Pastelozi ve Frobel gibi filozoflarında  görüşleri yer almaktadır. Programın temelinde çocuğun zihin faaliyetlerini ortaya çıkarma ilkesini yaşanabilir kılmaya çalışan emici zihin ilkesi yer alır. Maria Montessorinin eğitim programına göre çocuk için eğitim özgürleştirilmiş bir faaliyet olmalı, böylece eğitimin merkezi çocukta toplanmıstır. Çocuk deneyip yanılarak, hata yapıp hatalarından ders çıkararak ve düzeltme fırsatı bularak kendisini tanıma fırsatı verilmelidir. Amaç deneyim kazandırmaktır.

Montessori yaklaşımının temel dayanakları şöyle sıralanabilir:
== Çocuğa saygı
== Özümleyici akıl
== Hassas dönemler
== Özel hazırlanmış çevre
== Kendini eğitme 

Çocuk gelişiminde hayal yerine gerçekliğe ve gerçek düşünceye önem verdiği için gerçek nesnelere temas oldukça önemlidir; örneğin gerçek doğa ile temas halinde bulunması, bulunan materyallerin oyuncak değilde gerçek eşyalar olması tercih edilir.


 Yani bir Montessori kurallı okulda kullanılan gereçler ( süpürge, , musluk, havlu...) sadece sınıfın gereci değil aynı zamanda çocuğun oyuncağıdır. Amaç çocuğun, yetişkinlerin kullandığı nesnelere temasını saglanmasıdır. Uygulamalarda gerçek materyallerle yapılmalıdır.


Sadece bununla da kalmayıp gerçekliğin önemli parçası olan doğa ile de çocuk uyum içinde olmalı, gerçek bitki ve hayvanlarla temas ve iletişim halinde olmasını çocuğun gelişimi için önemli aşama olarak görür ve Montessori sisteminin temel etkinlikleri içinde yer alır. Bir kısım daha vardır ki bu çocukların gerçekliği kavramaları için gayet önemlidir; her malzemeden sınıfta yalnızca bir tane bulunmalıdır. Bundaki amaç Montessori insanların her istediğine her zaman ulaşamayacağını yine eşyaların kendisi ve oyun yoluyla öğretme çabasıdır.


MONTESSORİ PROGRAMININ OLMAZSA OLMAZLARI

YAŞAM PRATİKLERİ: Çocuk günlük hayatında bireyin yapabileceği herşeyi kendisi yapabilmeyi öğrenmelidir. Buna kirlettiği yeri temizlemek de dahildir. Yemeğini kendisi yer, kıyafetlerini kendisi giyer, ihtiyaçlarını kendisi sağlamalıdır. 
DUYU ALANI- DUYU FARKINDALIĞI EĞİTİMİ: Bu eğitim yöntemi için çocuğun beş duyusunu kullanabileceği etkinlikler yapılır. Örneğin; Cevizin kabuğunun sert olduğunu dokunarak ve zorlayarak  öğrenmesi sobanın sıcak olduğunu dokunup yanarak öğrenmesi. Bu duyuların geliştirilmesi çocuğun bağımsızlık duygusunu ve zekasını geliştirir. 
DİL SANATI: Okul öncesi eğitim çağındaki çocuğun ses ve gürültü arasındaki farkı ayırt etmesi deneme üzerinde mümkündür. Bir de dil alanı vardır ki bu da yazmayı da içerir. Çocuğun kendini konusarak ifade etmesi, okuma ve yazmasının sorunsuz olması, heceleme ve dil bilgisi kurallarını düşünmesini sağlamak önemlidir.
MATEMATİK: Matematik soyut bir derstir ve sayılar üzerine yoğunlaşır ve çocuklar soyut düşünemezler, Montessori elinden geldiğince matematiği somutlaştırarak materyallerle anlatmaya çalışır ve sayılar, ondalık sistem ve geometri odaklıdır.
KÜLTÜREL KONULAR: Çocukların kendi kültürünü öğrenmesi tanıması farklı kültürlerle arasındaki farkı gözlemlemesini sağlar bu gözlemleri de farklılıkları kabul etmesine yani empati yeteneğini geliştirerek farklı kültürlere saygı duymasını sağlar.



Montessori eğitim sistemini öyle geliştirir ki çocuklar hata yapmaktan korkmadan öğrenir korku ve kaygılarından kurtulurlar. Örneğin: Hiç hayvanlarla etkileşime girmeyen bir çocukla Montessori yaklasımıyla eğitim alan çock karsılastırıldıgında fark bariz olarak ortaya çıkacaktır. İşte bu çocuğun ileriki yaşamını da şekillerdirir. Montessori öğretmenleri geleneksel bir eğitim sistemiyle eğitim vermedikleri için birer yol gösterici gibidir. Çocukları malzeme ve materyaller hakkında bilgilendirir. Bilgilendidrirken örnek olduğunu unutmayarak materyalleri amacına uygun olarak uygular ve açık kelimelerle tanıtır. Kafa karıştırıcı sözlerden anlaşılmaz kelimelerden kaçınır. Bu materyalleri tanıtırken çocukta merak duygusunu kamçılatıcı ifadeler kullanır ve çeşitli konularla çocukları kolay ve somut öğretim içine dahil eder.


Tipik Montessori okulu 09.00 ile 12.00/12.30 arasındaki zaman dilimindedir. Montessori programı engelli, psikolojik sorunu olan ve dikkat eksiği sorunu yaşayan çocuklar için de etkilidir. Genelde 3-4 yaşlarındaki çocuklarla eğitim yapılır, daha küçükler için program sınırlıdır. Bu eğitimin en can alıcı noktası da özel materyaller kullanılmasıdır, bu materyaller çocukların görebileceği yerde olur ki çocukların merak duygusunu kamçılasın.


:::::::::::::::::::WALDORF YAKLAŞIMI::::::::::::::::


Alman kökenli kurulmuş bir okul ve sistemler bütünüdür. İlk olarak 1. Dünya Savaşı sırasında iyice yoksullaşan Almanya'da Steiner'in 1919 yılında sigara fabrikası işçilerine verdiği eğitim sonrasında kurulmuştur. İsmini sigara fabrikasının adı olan Waldorf-Astoria'dan almıştır.
Waldorf eğitim sisteminde temel alınan görüş insanların ayırt etmeden dünya vatandası olduğunu kabul etmek ve millet kavramının biraz daha dışına çıkıp çocukları her anlamda eğitilip, görgülerini , dünyadaki konumlarını anlamaya dair anlayış biçimi ve düşünce şekli geliştirmektir.
Waldorf eğitim sistemine göre çocuk doğumla ilk yedi yıl arasında kayıt cihazı gibidir ve çevresindeki her şeyi kaydeder. Hatta izlenimleri soluk almaya benzetir, soluk almanın davranısa dönüşmüş hali ise taklittir der. Bu kadar önemlidir. Bu sebeple anne babaya büyük görev düşer zira davranışlarını çocuk örnek alacaktır. Doğru davranması çocuğa iyi örnek olacak gördüğünü hayatına uygulamaya çalısacaktır ileri yaşamında.
Waldorf eğitimi üç yasında başlar. Öğretmenlerle çocuklar için öğretmen gayet önemlidir ve çocukla iletişim halinde olabilmelidir. Bu iletişimi sağlayabilmek için çocuğun korkup çekinmeyeceği ve sevebileceği biri olmalıdır zira çocuklar kendini yanında rahat hissettiği ve sevdiği kişileri örnek alır ve bir şeyler öğrenebilir.
İlk özgür Waldorf Çocuk Yuvası 1926 yılında Stutgart'ta kurulmuştur.


Waldorf okullarında uygulanan pedagoji sistemi çocuklarla büyükler arasındaki özgür ilişkilerdir özellikle de bireyin kendi benliğini varlığının temelini yakalamak ister. Waldorf yuvasında hergün yapılacak şeyler bellidir ve hergün aynı saatte aynı işler uygulanır. Bunu bu şekilde yapmanın sebebi çocuğa güven duygusu vermektir aynı zamanda derse karşı içsel bir hazırlık yapmasını da sağlar. Steiner'in düşüncesinde anne baba eğitime dahil olmalıdır ve etkin olarak katılmalıdır.Anne baba ve eğitimci ortak bir çizgiyi takip etmelidir. Program esnek olmalı ve çocuğun ihtiyaçlarına göre şekillenmelidir. 
Steiner 'toplumsal eşitlik' kavramına gayet önem verir ve titizlikle üstüne durur. Özellikle durumu iyi olmayan ailelerle iyi ailelerin çocukları arasındaki gelişimsel anlamda en aza indirmeye çalışır. Sosyoekonomik fark çocuklara yansımamalıdır.Çocuğun eğitimi algılama biçimi taklit olduğundan öğretmen ve anne baba örnek olan davranışlar sergilemelidir. Baskı Waldorf'ta en son uygulanacak şeydir. Taklit etmek yani öykünmek ancak çocuğun içinden gelebilir içinden gelmesi için öğretmeni sevmesi gerekir. Bu eğitim programında uygulanan eğitim programında önceden belirlemek yerine ihtiyaca göre şekillendirmek seçilmiştir.
WALDORF OKULLARININ BELİRLEYİCİ ÖZELLİKLERİ
+++ Okul öncesi sisteminde akademik bilgilerin önemi azdır.
+++ Özgürlük ve eşitlik temel kavramdır.
+++ Planlanmış bir program yoktur, esnektir.
+++ Yapılan her şeyin saati saatine belli olması esaastır.
+++ Rekabet yoktur
+++ Not verme olmaz sene sonu değerlendirmesi olur.
+++ Millet kavramı yerine dünya vatandaşı oldukları çocuklara benimsetilir.

:::::::::::::::::::REGGIO EMILIA YAKLAŞIMI::::::::::::::::::::::


Reggio Emilia yaklaşımı ismin İtalyadaki bir kentten almıştır. 1945'li yıllarda İtalya'nın köhne mahallelerindeki kadınlar çocuklarına okul yapmaya girişirler. Loris Malaguzzu adındaki idealist bir öğretmen onların bu girişiminde rol alır. Psikolog olan Malaguzzi gelenekseli yıkan bir sistem yaratmaya çalışmıştır. Ailelerin işletmesinin elinde olduğu bu okullar 1967 yılında Reggio Emilia Belediyesince yönetilmeye başlanmıştır, 1968'de ise hükümet okul öncesi eğitimi destekleme kararı almıştır. Bugün ise dünyanın en başarılı okullar arasında sayılır ve bu okullarda yaratım süreci ve çevresi yaklaşımın temelini oluşturur.





Loris Malaguzzi önemli filozofların görüşlerini birleştirip sosyal bir yapısalcılık yansıtır. Ona göre çocuk doğduğundan beri sosyal, zeki ve meraklı çocuk düşünür. İlişkisel temelli eğitim fikrine göre çocuk sosyalleşme süreci içinde olmalıdır , bu yaşta çocuklarla sosyalleşme süreci içinde olması ileri hayatında başarılı olmasını sağlayıcıdır. 
Reggio Emilia yaklaşımında çocuk kendi eğitimine katkı sağlayabilmali bu kelimeden kasıt şudur; zihinsel ve sosyal faaliyetlerini kendisi kontrol edip düzenlemeye alabilmelidir. Öğrenmesi gereken dersi öğrenmek için kendisi çabalamalı, bu gücü kendinde hisetmeli, yeteneklerini uygulamayı sağlayabilen, en önemlisi öğrenmeyi kendisi isteyen birey olarak yetiştirmektir. Aldığı eğitimi sevebilmeli böylece gerçek bir eğitim gerçekleştirmelidir. 

Reggio Emilia Yaklaşımında kalıp düşünceler çocukların gelişiminde engelleyicidir. Çocuğun sağlam yetişebilmesi ve birey olabilmesi için önce bu eskimiş duvarları aşmalıdır. Bu  katı kurallar yetişkinlerin sahip olduğu değişmez düşüncelerden ibaret olup çocukların anlamakta zorluk çektiği geçerliliğini yitirmiş davranış kalıplarının oluşturduğu önyargı ve geleneklerdir. Bunu aşmak için uygulanan sistem tek bir geleneği, düşünceyi, fikri, kültürü ve değerleri benimsetmek yerine farklı kültürleri öğretip bu dünyada yalnız yaşamadığını tek tip insanların değilde farklılıklara saygı duyup duvarlarını yıkmakla mümkündür.Bu uygulamanın katkları şöyledir; çocuğun gelişimin engelleyen duvarlar kaldırmak, somut yaşantılar sunmak ve buradan yola çıkarak keşifler yapmasına aracı olmaktır.
Çocuğun uğraştığı sanatsal faaliyetlere ''Çocuğun Yüz Dili'' denmektedir. Bu görüş çocukların somut hayatı dile getirişleri olarak yorumlanır.



Reggio Emilia okullarında yeni alan oluşturulurken eski alanların yeniye döüştürülmek tercih edilir, buradaki amaç okulun ve onu çevreleyen toplumun kaynaşmasıdır. Okul ve toplumun kaynaşması için sınıflara duvar büyüklüğünde pencereler yapılır.Çocuğun çalışmalarına okulun her yerinde bulunur. Öğretmenler bu çalışmalardan sıkça yararlanır çocuğun gelişimini takip ederken önemli kabul ettiği bir ölçüttür. Eğitim çocukların hayatlarıyla doğrudan ilişki içindedir, örneğin her çocuğun kendine ait posta kutusu vardır oyuncaklar gerçek ya da gerçeğe yakındır. 



Okulda görev hiyerarşisi yoktur. Herkes eğitimcidir, okulun bütün eğitim kadrosu birlikte program yapar, uygular ve çalışır. Öğretmenler çocukların anlama kapasitesini yükseltmek için kaynak rol üstlenir. Çocukların isteğine göre araştırma alanı oluştururlar. Öğretmenler öğrencilerin yalnız başına ve grupla yaptığı çalışmaları belli aralıklarla velilere sunar.

::::::::::::::::::::::::::::::BANK STREET YAKLAŞIMI::::::::::::::::::::::::::::
Bu yaklaşımın kurucusu Lucy Sprague Mitchell'dir. 


Kurucumuz California Üniversitesinin ilk kadın dekanı vizyoner eğitimcidir. Bu yaklaşımın oluşumu ilk olarak 1916 yılında Bureau Eğitim Deneyimleri olarak başlatılan yaklaşımdır. Çocuğun nasıl öğrendiğini gözlemelemek üzere bir araya gelen bir grup araştırmacı eğitimci ve psikolog, çocuğun gelişimini etkileyecek en önemli ve uygun eğitimsel uygulamalar ve belli bir sistemdeki öğrenme sürecine ilişkin bilgiler edinmişlerdir. Bu çalışmalar çocuğun öğrenme ve çocuğa öğretme konusunda temel gelişme kabul edilir. Bu yaklaşım ''Gelişimsel Etkileşim Yaklaşım'' olarakta tanınır. Bu yaklaşım kısa zamanda uluslar arası anlamda da tanınmış eğitim kalitesini arttırmaya yönelik görüş olmuştur. Bank Street yaklaşımının önemli bir yönü de tüm yaş gruplarına eğitim sağlamasıdır. 


BANK STREET'İN TEMELLERİ
### İnsanlar en üst seviyeye ulaşmak için onun altındaki evreleri çok rahat tamamlamış olmalılar.
### Çocuklar gelişirken dünyalarına farklı çok şey katarlar, bunu yaparken fiziksel ve sembolik yolu kullanırlar.
### Gelişim insanların yaşantılarına göre yön değiştirir ve bireyden topluma doğru bir yapı verir.
### Gelişim sürekli ve bireysel olmalıdır. Gelişim süreci durağanlık ve hareketliliği içine alan süreçtir. Eğitimcilerin görevi çocukları öğrenmek için cesaretlendirmeleri olmalıdır.


Bank Street yaklaşımında yaşam boyu öğrenmeyi öğretmek amaçtır. Öğrenme tekrarla mümkündür. Çocuk kendisiyle ve diğer insanlarla uzlaşma içinde olmalıdır ve gelişim için gereklidir. Kendilerini anlamaları için ''Sosyal Çalışmalar''denilmekedir. Çocuk bireysel veya grup olarak çalışmakta özgürdür.